Tarihin Doğayla Buluştuğu Yer: Termessos Antik Kenti
Türkiye’nin en iyi korunmuş antik şehirlerinden biri olan Termessos Antik Kenti, Antalya şehir merkezinin 30 km kuzeybatısında, Korkuteli yolu üzerinde, 1.665 metre yükseklikteki Güllük Dağı eteklerinde yer almaktadır. Öyle ki şehrin tarih sahnesindeki çıkışı Büyük İskender’in i.Ö 333’de kenti kuşatması ve Termessosluların güçlü bir savunma yaparak, kenti teslim etmemesiyle birlikte olmuştur.
Rivayetlere göre Pisidia halkı olan Termessos sakinleri, kendilerini Solymi olarak çağırırlardı. Yaşadıkları dağa da verilen bu isim sonraki yıllarda ise Zeus’la özdeşleştirilen ve burada da Zeus Soluymeus kültürünün yükselmesine neden olan Anadolu tanrılarından Solymos’tan gelmektedir.
Terk edildiği dönemden sonra hiçbir yerleşimin kurulmadığı antik kent, bulunduğu konum ve yükseklik nedeniyle dış kaynaklı olumsuzluklardan da etkilenmemiş durumdadır. Dolayısıyla deprem ve doğal bozulmalar dışında Termessos günümüze kadar ulaşmayı başaran en iyi korunmuş antik kentlerin başında gelmektedir.
Ören yerindeki şehir kalıntıları; Korkuteli – Antalya Karayolu üzerindeki sur ile başlar ve Güllük Dağı’nın zirvesine kadar da devam eder. Ören yerinin girişinden şehre tırmanan patika kısmında ise Hadrian Dönemi’nde inşa edilen tapınak, birçok oda ve salondan oluşan Gymnasium, Gymnasium’un güneybatısındaysa aralarında dükkanların sıralandığı sütunlu cadde bulunur. Antik kentin günaybatısında Kurucu’nun Evi olarak anılan, Roma villasının kalıntıları da görülmeye değer yerlerden bir diğeridir.
Çok sayıda tapınak ve mezarlığa sahip olan Termessos’da Büyük İskender Dönemi’nin önemli komutanlarından Alcetas’ın da mezarı bulunmaktadır. Mezar, şehrin tarihine ışık tutması açısından bir hayli önemlidir.
Antalya Müzesi’nde Termessos’a ait en ilginç eser ise Lahitler Salonu’nda sergilenen Köpek Lahdi’dir. Stefanos adlı köpeğe sahibesi tarafından yazılmış şiirsel kitabe benzersiz olmasıyla da ayrı bir önem taşımaktadır.